Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanan 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunuş konuşmasını yaptı.
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinde öngörülen bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirlerinin 8 trilyon 437,1 milyar lira olarak öngörüldüğünü belirten Yılmaz, bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oranın yüzde 6,4 olarak hedeflendiğini söyledi.
“Bütçemiz, depremle yıkılan şehirlerimizi daha iyi şekilde yeniden ayağa kaldıran, geleceğe dönük afet risklerini azaltan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren bir anlayış içerisinde, makro finansal ve fiyat istikrarını sağlama hedefiyle uyumlu bir yapıdadır” diyen Yılmaz, 2024 yılı bütçesinin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, kapsayıcı bir kalkınma yaklaşımına sahip olduğunu söyledi.
Dünya ekonomisinin büyüme hızındaki azalmanın, bu yıl ve önümüzdeki yılda da devam etmesinin beklendiğine işaret eden Yılmaz, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) güncel tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3,0 ve 2024 yılında yüzde 2,9 oranında büyümesini öngördüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) sıkı finansal koşullar, zayıf ticaret büyümesi, düşük iş ve tüketici güveninin küresel ekonomilere zarar vermeye devam ettiğini açıkladığını, bu çerçevede 2023’te önceki beklentilerden daha fazla yavaşlama olacağını öngördüğünü aktararak, güncel verilere göre OECD’nin, küresel büyümenin 2024’te yüzde 2,7’ye gerileyeceğini, 2025’te ise reel gelirdeki toparlanma ve düşük faiz oranları nedeniyle yüzde 3’e yükseleceğini tahmin ettiğini söyledi.
‘2025 YILINDA İSTİKRAR DÖNEMİNE GEÇİLECEK’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, döviz kurunda yaşanan gelişmeler, hizmet enflasyonundaki katılık, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir, vergi düzenlemeleri ve maliyet baskılarına bağlı olarak güçlenen atalet etkisinin enflasyon görünümünde belirleyici olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bu bağlamda, 2023 yılı haziran ayında başlatılan parasal ve miktarsal sıkılaştırma, seçici kredi uygulamaları ve makroihtiyati çerçevenin sadeleştirilmesiyle enflasyonist beklentilerinin ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması hedeflenmiştir. Para ve maliye politikaları arasındaki şeffaf ve güvenilir eş güdüm ile 2024 yılının ikinci yarısından sonra enflasyonda yıllık bazda belirgin bir düşüş beklenmekte, bu dönemden itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine geçilmesi öngörülmektedir. Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda enflasyonda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir. 2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranın önümüzdeki aylarda daha da düşeceğini öngörmekteyiz. Bu süreçte dezenflasyon politikalarımızın devamlılığını sağlayarak, 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek, enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon oranı tekrar tek haneli rakamlara çekilecektir.”
Yılmaz, “Bugün açıklanan hesaplara göre cari fazla verdiğimiz ay sayısı ikiden üçe yükselmiştir. Önümüzdeki süreçte cari işlemler açığının azalmaya devam etmesi öngörülmektedir” ifadelerini kullandı. Bu yılın ocak-eylül dönemi cari işlemler açığının 40,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini aktaran Yılmaz, ekim ayında ise cari işlemler dengesinin fazla verdiğini ve bu doğrultuda yıl sonunda cari işlemler açığının 42,5 milyar dolar olan OVP tahmin değerine yakın bir seviyede gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü kaydetti. Cari işlemler dengesinin milli gelire oranının da OVP tahmini olan yüzde 4’e yakın gerçekleşmesinin beklendiğini dile getiren Yılmaz, “Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimiz doğrultusunda, büyümede dengelenme, ithalata bağımlılığı azaltma ve cari işlemler açığını kalıcı olarak düşürme yolunda çalışmalarımıza devam etmekteyiz” dedi.
‘2028 YILINDA İŞSİZLİK ORANININ YÜZDE 7,5’E GERİLEMESİ HEDEFLENİYOR’
Ekim ayı işsizlik oranının, Kasım 2012’den bu yana son 11 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5’e gerilediğini ifade eden Yılmaz, artan istihdamda genç ve kadınların ağırlıklı olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bu eğilimler doğrultusunda ve yılın dördüncü çeyreğine ilişkin bazı öncü göstergeler ışığında, 2023 yılı geneli için işsizlik oranının Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz yüzde 10,1’in altında, tek haneli olarak gerçekleşeceğini şimdiden rahatlıkla ifade edebilirim” diye konuştu.
Gelecek 5 yılda istihdamın yıllık ortalama 1 milyon kişi artış göstermesi ve 2028 yılında işsizlik oranının yüzde 7,5’e gerilemesinin hedeflendiğini anlatan Yılmaz, ‘Türkiye ekonomisinin güçlü yapısını sadece yatırım, istihdam, ihracat ve büyümeyle değil, aynı zamanda finansal yapısının sağlamlığıyla da koruduğunu’ söyledi.
Toplumsal Yatırım Notu çalışması ile tasarrufların ihracat, yatırım, sosyal konut, kentsel dönüşüm, gençler ve kadınlar öncelikli olmak üzere toplumun ihtiyaç duyduğu öncelikli alanlarda değerlendirilmesinin ve Türk lirasının önceliklendirilmesinin gündemlerinde olduğunu ifade eden Yılmaz, bu konulardaki çalışmaların yakın süreçte tamamlanması ve toplumla paylaşılmasının beklendiğini belirtti.
Yılmaz, makro politikanın yurt içi tasarruf oranlarını artırmak, cari açığı düşürmek, artan tasarrufları daha verimli, kaliteli alanlara yönlendirmek şeklinde özetlenebileceğini dile getirerek, “Önümüzdeki dönemde katılım finansa yönelik uygulamaları ve mevzuat altyapısını da geliştirecek, sektörün reel sektöre katkısının daha da artırılmasını temin edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bu yıl sonunda merkezi yönetim bütçe giderlerinin 6 trilyon 563 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 4 trilyon 930 milyar lira, bütçe açığının 1 trilyon 633 milyar lira, faiz dışı açığın 987 milyar lira olarak gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirterek, “Orta Vadeli Program’da bütçe açığının milli gelirimize oranının yüzde 6,4 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmüş olup, yıl sonunda gelir ve harcama gerçekleşmelerine bağlı olarak bu oranın yüzde 6’nın altında gerçekleşmesini öngörüyoruz. Şu anda yaptığımız tahminlerde yüzde 6,4’ün altında daha olumlu bir performans sergileneceğini ifade edebilirim” diye konuştu.
‘DEPREMİN MALİYETİ 104 MİLYAR DOLAR’
Yılmaz, 2023 yılında meydana gelen deprem için öngörülen 762 milyar lira tutarındaki harcamalar hariç tutulduğunda, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,4 düzeyinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü, bununla birlikte, gelir ve gider tahminleri çerçevesinde yüzde 3,4’ün daha düşük seviyede gerçekleşmesini tahmin ettiklerini kaydetti.
Deprem hasarlarının giderilmesi ve afet risklerinin azaltılması amacıyla 2024 yılında bütçeden 1 trilyon 28 milyar lira harcama yapılmasının planlandığı bildiren Yılmaz, “Bu harcamaların GSYH’ya oranı yüzde 2,5 olarak hesaplanmakta olup söz konusu harcamalar hariç tutulduğunda bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 3,9 seviyesinde öngörülmektedir” diye konuştu.
Yılmaz, Sayıştay Başkanlığı’nın 2022 yılında, merkezi yönetim kapsamında toplam 198 kamu idaresinin denetimini gerçekleştirdiğini, genel raporlar ve merkezi yönetim kapsamında olmayan kurumlar da dahil olmak üzere Meclis’e toplam da 226 raporun sunulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2021 yılı raporlarında 1614 olan bulgu sayısının 2022 yılında 1070’e düşürüldüğünü ifade etti.
6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremlerden 14 milyon insanın yaşadığı 11 il, 124 ilçe, ve 6 bin 929 köy ve mahallenin etkilendiğini hatırlatan Yılmaz, “Yıkımın ekonomimize maliyetine dair ilk tahmin, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın hazırladığı rapora göre, 104 milyar dolar düzeyindedir” dedi.
Depremzedelere yönelik taşınma, kira ve nakdi yardım desteklerinin temin edildiğini bildiren Yılmaz, bölgede yaklaşık 6,6 milyon bağımsız bölümü içeren yaklaşık 2,4 milyon yapının hasar tespiti yapıldığını anımsattı. Yılmaz, “Depremden etkilenen illerimizde 30 Mayıs 2023 tarihinde başlayan hak sahipliği sürecinde 767 bin 430 talep değerlendirilmiş olup, taleplerin tümü ilgili komisyonlar tarafından incelenmiştir. Bu taleplerin 441 bin 862’si kabul edilmiş olup, diğer hak sahipliği başvuruları, yargısal süreçlerin tamamlanmasının ardından netleşecektir. diye konuştu.
Yerinde Dönüşüm Projesi kapsamındaki kredilerin, iki yıl ödemesiz olmak üzere on yıl vadeli ve faizsiz olarak belirlendiğini söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu:
“Hibe ve kredilerin yüzde 10’u peşin, geri kalanı ise inşaat ilerleme seviyesi esas alınarak ödenecektir. Yerinde Dönüşüm Projesi kapsamında e-Devlet üzerinden başvuru sayısı 250 bine yaklaşmış durumdadır. Güvenli yerleşim alanlarında Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, TOKİ ve Emlak Konut eliyle 200 bin konutun inşası hızla devam etmekte olup yapımı biten konutlar peyderpey vatandaşlarımıza teslim edilecektir. Bu yıl sonuna varmadan 50 bine yakın konutu teslim etmiş olacağız. İlerleyen süreçlerde konutlarımız tamamlandıkça hak sahiplerine bunlar teslim edilecektir.”
‘YURT YATAK KAPASİTESİ 955 BİNE ULAŞTIRILDI’
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin 2024 yılında 1 trilyon 90,2 milyar liraya yükseltildiğini hatırlatan Yılmaz, MEB’in yatırım bütçesini de 100,2 milyar liraya yükselttiklerini söyledi. Yılmaz, 2002 yılında 510 bin olan toplam öğretmen sayısının, 2023 yılı Kasım ayına gelindiğinde 1 milyon 33 bine çıktığını bildirdi.
2023-2024 eğitim öğretim dönemi itibarıyla yükseköğretim görmekte olan öğrenci sayısının yaklaşık 8 milyon olduğunu bildiren Yılmaz, Türkiye’de yükseköğrenim öğrencilerinin faydalandığı yurt yatak kapasitesinin 2023 yılında 955 bine ulaştırıldığını, yurt kapasitesinin yakın bir gelecekte 1 milyonu aşmasının beklendiğini kaydetti.
2022 yılında tüm sağlık personelinin sabit ek ödemelerinin merkezi yönetim bütçesi kapsamına alındığını ve taban ödeme adıyla ilave bir ödeme unsuru getirildiğini hatırlatan Yılmaz, aynı zamanda hekimlerin mali haklarının yanı sıra emeklilikleriyle ilgili de iyileştirilme yapıldığını söyledi.
Sağlık hizmetlerinde insan gücünün 2002 yılında 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin kişi olduğunu hatırlatan Yılmaz, 2023 yılı kasım ayında bu sayının 852 bini Sağlık Bakanlığı’nda olmak üzere toplam 1 milyon 420 bine çıktığını söyledi.
‘YANGIN SÖNDÜRME UÇAĞI SAYISINI 20’YE ÇIKARIYORUZ’
Orman yangınlarına yönelik yatırımlara devam ettiklerini söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu:
“2023 yılında kiralamalar dahil 100 helikopter, 24 yangın söndürme aracı ve 10 İHA ile orman yangınlarına müdahale edilmektedir. Çevremizdeki ülkelerle mukayese ettiğimizde içinde bulunduğumuz yıl, çok önemli başarı sağlandığını ifade etmek isterim. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Diğer taraftan, mevcutta 4 olan yangın söndürme uçağı sayısını önümüzdeki dönemlerde 20’ye çıkarıyoruz. Ayrıca, TUSAŞ ile yerli yangın söndürme helikopteri projesini de sürdürüyoruz.”
Emeklilere yönelik açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Çalışmayan emeklilerimizle ilgili Meclisimiz bir düzenleme yapmıştı. Çalışanlara ilişkin düzenleme de Meclisimizin gündemindedir. En yakın zamanda çıkmasını temenni ediyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)