Engellilere yönelik çalışmalarıyla öne çıkan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi’nde istihdam edilen engelliler, üreterek aile bütçelerine katkı sağlıyor.
Engellilerin yaşamını kolaylaştırmak amacıyla üniversite ile Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) desteğiyle kurulan Engelsiz Yaşam Merkezi’nde, yaklaşık 2 yıldır engelli gençlere iş imkanı sunuluyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) alanında Türkiye’deki en iyi projeler arasında yer alan merkez, engellilerin yaşamını kolaylaştırıyor.
Üniversite öğrencilerinin de arasında olduğu 8 engelli, istihdam edildikleri merkezde günlük yaklaşık 300 bin parça peçete, ıslak mendil ve karton bardak üretiyor.
Üretilen ürünler il merkezi başta olmak üzere farklı bölgelere pazarlanırken, buradan sağlanan gelirle hem engellilerin maaşı ödeniyor hem de kent ekonomisine katkı sağlanıyor.
Engellilere yönelik çeşitli projelerin devam ettiği üniversitede açılan yarı olimpik yüzme havuzunda da engelli çocuklara eğitim veriliyor.
Çocuklar, buradan aldıkları yüzme eğitimi sayesinde katıldıkları ulusal yarışmalarda bugüne kadar, Türkiye birinci ve ikinciliklerinin yanında çok sayıda madalya alma başarısı gösterdi.
Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, AA muhabirine, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilen “Mekanda Erişilebilirlik”, “Eğitimde Erişilebilirlik” ve “Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik” kategorilerinde son üç yılda 13 birimle 22 ödüle layık görüldüklerini söyledi.
En fazla “engelsiz üniversite” ödülü alan 3-4 üniversiteden biri olduklarını ve engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak için eğitim programları düzenlediklerini dile getiren Karabulut, bu kapsamda da Engelsiz Yaşam Merkezi’ni hayata geçirdiklerini belirtti.
“Bizim asıl amacımız kar etmek değil”
Dezavantajlıların hayata tutunmalarını kolaylaştırmak ve onlara yardımcı olmak için gayret gösterdiklerini anlatan Karabulut, şöyle devam etti:
“Bizim asıl amacımız kar etmek değil. Bu amaçlarımızı da büyük oranda gerçekleştirdik ve karşılık bulduğunu hep gördük. Ayrıca engelli kardeşlerimize yüzme eğitimi de veriyoruz. 13-14 yaşına gelmiş ve hiç yürüyememiş yüzde 90 üzerinde engelli olan kardeşlerimizin yüzme eğitimiyle yürümeye başladıklarını, hayata tutunduklarını görüyoruz. Son 3 yıldır bu engelli gençlerimizin özellikle yüzme eğitimiyle Türkiye’de ve ulusal yarışmalarda dereceler aldıklarına şahit olduk.”
“O kardeşlerimizin üretime katkılarını ve heveslerini gördüğünüzde sizler de daha fazla motive oluyorsunuz ve onlar için daha fazla ‘neler yapabilirimin’ cevabını bulmaya çalışıyorsunuz.” diyen Karabulut, “Bilimin Sevgiyle Bütünleştiği Bir Üniversite” parolasıyla yollarına devam ettiklerini, engellilerin de bu sevgi yumağı içerisinde yer almalarını çok istediklerini dile getirdi.
En az yüzde 40 engeli olanların Engelsiz Yaşam Merkezi’nde çalışabildiğini ve onların yüzlerindeki tebessümün hiçbir şeyle değiştirilemeyeceğini ifade eden Karabulut, şunları kaydetti:
“Engelsiz Yaşam Merkezi’mizde 18 aylık proje çerçevesinde 20’den fazla kardeşimiz çalışıyordu. Bu gençlerimiz 6 ayda bir değiştiriliyordu. 18 ay bittikten sonra şu anda 8 kardeşimiz orada çalışıyor. Bu 8 engelli kardeşimiz ürettikleriyle maaşlarını alabiliyorlar. Oradaki döngü onların çalışmasıyla dönüyor. Biz üniversitenin bütçesinden bir katkı yapmıyoruz.”
Karabulut, Kovid-19 sürecine rağmen engellilerin ürettikleri ürünlerle üniversite ekonomisine 1 milyon liradan fazla katkı sağladığını anlattı.
“Aldığım ücreti eğitimime harcıyorum”
Üniversite öğrencilerinden 22 yaşındaki işitme engelli Berfin Barış da kısmi zamanlı merkezde çalıştığını belirterek, “1 yıldır burada çalışıyorum. Burada zaman güzel geçiyor. Haftanın 5 günü, günlük 3 saat çalışıyorum. Aldığım ücreti eğitimime harcıyorum.” ifadelerini kullandı.
Yürüme engelli Niğdeli 24 yaşındaki Songül Yaşar ise 1 aydır işe başladığını ve toplumun engellilere karşı daha fazla duyarlı olması halinde engellerin ortadan kalkacağını söyledi.